Monday, 20 September 2021

Bektaşilik

 

Bektaşilik,

Biraz evvel ''Özgür Gelecek-Peşeroza Azad'' ismiyle yayınlanan, ilk defa gördüğüm bir yayında ''Aleviler ırkçı söylemleri boşa düşürmelidir'' başlıklı bir makale okudum.
Aleviliğin başına musallat tüm Türkçü dezinformasyon ve tarihi çarpıtmalarla dolu bu yazıdan bir pasaj aktarayım :
“Bektaşilik, Anadolu insanının inanç tarihidir. Onun özünde Anadolu insanının bütün inanç ürünlerini, ilkçağa varan yaşam anlayışını bulmak kolaydır.” (İ. Z. Eyüboğlu, Bütün Yönleriyle Bektaşilik)
Mevlana, Konya’da Selçuklu Sarayı ve onun çevresindeki belli başlı zengin eşraf topluluğu içinde kendine yer edinmişken, çağdaşı Bektaş-ı Veli tam zıttı bir yol izleyerek yoksul köylüler içinde, onlarla birlikte var olmuştur. Tüketici sınıfın yanında değil emeğiyle, alınteriyle geçinen üretici sınıfın içinde dallanıp budaklanmıştır. Mevlevilik, hakim sınıf inancını temsil ederken, Bektaşilik ezilenlerin inancını temsil etmiştir.''
Yukarıya aldığım uzun pasajın tamamı saçma sapan Türk kelamlarından müteşekkil yalanlar dizisinden öte bir kıymeti haiz değil.
Bektaşiliğin bahsi geçen medieval dönemde Anadolu insanının inanç tarihi olduğu bir Türk yalanıdır.
Anadolu'da o zamanlar nüfus çoğunluğu Greklerdeydi ve onlar da Hristiyan Ortodoks idiler. Ha keza Pontus ta öyleydi.
Ermeniler Hristiyan Gregoryan, Süryaniler Hristiyan Nasturi idiler. Epeyi bir Yahudi de vardı.
Kürdlerin arasında ise kısaca Yezidi ve Alevilik ve İslam karışık biçimde mevcuttu, elbette Yahudi , Hristiyan, Şemsi, Pavliqanilerinden bahsetmiyoruz.
Mevlana zamanı bu Türkler her kim ise, Müslüman görünüyorlar, ya da öyle olmaları gerekiyordu zira Türk etnik bir tanımlama değil, hakaret ifadesiydi.
Ama ortalıkta Moğollar vardı, onların aralarında ise Şaman ve Budist yanında, ağır ağır Müslüman elementler de barınmaya başlamışdı.
Mesela Kırşehir emiri Moğol Caca Nur al-Din gibi, bu şahsın çok önemli tarihi bir belge olan Vakfiyesi de mevcuttu.
Bu şahıs 1277 de Kürd Eyyubi İmparatorluğunu ele geçiren kölelerden Baybars'ın El Bistan'da Moğolları yenmesiyle esir düşmüştü.
Velhasılı bu ''Anadolu insanı inancı'' tam bir dezinformasyon.
Mevlana her sınıftan, ama gerçekten de genel de üst tabaka ile muhatap oluyordu.
Pervane sayesinde.
Khwaje Bekdeş ise bizzat Eflaki 'ye göre (Mevlananın anlatımıyla ) ''peygambere itikadı olmayan'' biri.
Yani Müslüman değildi.
Ama Selçuklu Türkleri Sünni Hanefi Müslümandı.
Bunun ''tüketici-üretici'' gibi safsatalarla ne alakası var?
Aslında tam da Yezidilik ve Aleviliğe uyan, İslamla alakası olmayan, henüz Türklük yalanlarına dahil edilmemiş bir isim.
Ama adamlar başardılar 1923 ten beri.
Sonunda Bekdeş te Türk oldu !
Bekdeşe ma ji bü Tırk !

No comments:

Post a Comment