Makale iki kısımdan ibaret ve çok uzun değil. İlki Poole'un kaleme aldığı Müslüman hanedanlar kitabından kısa bazı aktarmalar, bir kaç Kürd beyliği mevcut listesinde. İkincisi ise 900 yıllarının ikinci yarısında tarihi önemi büyük olan İran coğrafyasını kaydeden İbn Hawkal'ın eserinden derlediğim notlarım.
Stanley Lane-Poole 1893 te önsözünü yazdığı 'The Mohammadan Dynasties Chronological and Genealogical Tables With Historical İntroductions' kitabında , Müslüman hanedanları naklediyor.
O zamanlar için elde mevcut kaynakların kullanımıyla hazırlanmış.
Aşağıda verdiğim sayfa numaraları, pdf içindir. Link ise bu :https://ia601208.us.archive.org/31/items/mohammedandynast00lane/mohammedandynast00lane.pdf
Evvela bir Kürd Salahaddin Eyyubi'nin tam künyesini nakledelim yazara göre:''p.20. Saladin’s full title was
Al-Malik Al-Nasir Salah-al-din Yusuf b. Ayyub, İngilizcesiyle ‘The Victorious * King,
Redresser of the Faith, Joseph son of Job.''
Muzaffer Kral, İnancın hakkını yerine getiren....
Yazarımız,
Marwanilerin Kürd olduklarını, orjinal kaynaklardan naklediyor. Yani
bunları biz zaten biliyoruz ama bu bilgi açıkça mevcut ve Stanley
Lane-Poole da açıkça yazıyor hem de 120 yıl evvel.
Bazen çağdaş Batılı uzman akademisyenlerin gözünden kaçabiliyor sanki.
Marwani geniş bir alana da sahipmiş : ''p.160: Marwanids ; Diyar Bakr, 990-1096 : '' On the death of
Bad, governor of Hisn Kayfa, in 990 (380) his sister’s son, Abu-‘Ali b.
Marwan, a Kurd by race, succeeded to his dominions, which included the
chief towns of Diyar-Bakr, such as Amid, Arzan,Mayyafarikin,
and Kayfa. His successor paid homage to the Fatimid Caliph of Egypt,
and was rewarded with the government of Aleppo, as the Caliph’s officer,
for a time, in succession to the expelled Hamdanids. The
Mar- wanids also acknowledged the suzerainty of the Buway- hids ; but
vanished upon the invasion of the Seljuks.''
Diyarbakır
o zamanlar bir bölge, vilayet. Merkez ise malüm Amid. Marwaniler Selçuk
tarafından yıkıldılar, sebeblerini biliyoruz ama bu makalenin konusu
değil.
Yazar o zamanlar için Rawwadi ve Şaddadiyi bilmiyor.
Ama bir ismiyle cismiyle Kürdistan'dan bahsediyor : '' p.167-168: Dulafids of Kurdistan.825-896: '' Abu-Dulaf
-‘Ijll was an officer of the Caliph -Amin, and received the government
of Hamadhan, in which he was succeeded by his son ‘Abd-al-‘AzIz and his
grandsons.‘Omar b. ‘Abd-al-‘AzIz increased his dominions by
the acquisition of Ispahan and Nahawand in 281. They were succeeded by
other governors of the Caliphs.''
Görünüyor ki yazar Dulafid Hanedanı için Kürd dememiş . Ama demek ki bu ismi geçen Kürdistan, Hamadan ve civarı ile Isfahan ve Nahawand tarafı...Daha bilmediklerimiz de var belli.
Çok önemli ve ilginç bir nokta :'' p.173. Samanids : 874-999. Saman, a Persian noble of Balkh, being
aided by Asad b. ‘Abd-Allah, the governor of Khurasan, renounced
Zoroastrianism, embraced Islam, and named his son Asad after his
protector.''
Şimdiki
Persçe-Dari Samanilerin zamanında iyice derlendi. Bu hanedanın Zerdüşti
olduğu yazılır hep. Çok istedim yazmayı ama kaldı, bence bunlar
Zerdüşti değil, Budist idiler.
Şimdi geldik en önemli Kürd hanedanlardan birine , p.180. Hasanwayhids of Kurdistan 959-1015 : '' Hasanwayh
b. -Hosayn -Barzikani was the chief of one of the Kurdish tribes which,
like the Marwanids, began to make themselves prominent in the tenth
century before the middle of which he had possessed him- self of a
large part of Kurdistan, including the towns of Dinawar, Hamadhan,
Nahawand, the fortress of Sarmaj, etc. His power was so
considerable that the Buwayhids did not disturb him, and at his death
‘Adud-al-dawla of that dynasty, after annexing his dominions, appointed
Badr b. Hasanwayh as governor over his late father’s province.
Badr still further enhanced the dignity and authority of his family, and
was decorated by the Caliph with the title of Nasir-al-dawla.
His grandson Zahir, who succeeded him in 1014 (J/-05), only kept his
position for a year, after which he was expelled by Shams -al- dawla the
Buwayhid , and was shortly afterwards killed.''
Hanedan'ın üç ismini vermiş yazar. Bunlar, Hasanwayh b.Hosayn 959 ; Nasir al-din Abü-l-Najm Badr b. Hasanwayh 979 ;Zahir b.Hilal b.Badr 1014.
Yukarıdaki pasaj çok önemli bazı
hususların tartışılmasını gerektiriyor aslında. Öyle bir güçlü başlamış
ki Barzikani Hasanwayh , Buwayhid patronlar kendisini hiç rahatsız
etmemişler. Kürdistan'ın büyük bir parçasına hakim oldular diyor ve Hamadan, Dinawar, Nahawand , Sarmaj gibi önemli merkezleri veriyor.
Kaç tane Kürdistan vardı acaba, ya da Kürdler coğrafyanın her yerindemiydiler , bunları açığa çıkarmak ta gerekiyor.
Bu arada
Barzikan ismine dikkat. Bu kelime Barz/Berz kesinlikle. Barz+ik formunda
bu +ik bir küçültme soneki. Yani Barz ismine sahip bir Kürd aşiretine
işaret ediyor. Yanıltıcı gelebilir ama Kurdi de küçültme-diminutive den
sonra çoğul , mesela +an soneki alınabiliyor.( p.10, Grammar of Kurdish
Language by Ely Bannister Soane, bu kitap nette mevcut).
Ya da mesela Barz ismine doğrudan +an soneki verin, olur size Barzan.
Barzanlı demek istiyorsanız, +i eklersiniz, olur size Barzani.
Adı geçen Kürd beyliğinin zamanındaki lideri Badr b. Hasnaweyh önemli bir kişi gibi ( İbnu'l Esir El Kamil Fit Tarih 9 , bu eser nette mevcut) ,
s.197-198. Sene 1014-1015: Bedr b. Hasanaveyh'in öldürülmesi ve oğlu Hilal'in serbest bırakılması ve öldürülmesi.
-Bedr bu sene , el-Hüseyin b.Mesud el-Kürdi'nin ülkesini ele geçirmek amacıyla harekete geçti. Küshad kalesinde onu muhasaraya aldı. Fakat Bedr'in askerleri kış vakti çıkılan bu seferden ötürü kendisine çok öfkeliydiler. Ve adamlarından bazıları kendisini öldürme kararı aldılar ve öldürdüler de.''
Bunun üzerine de öldürenler de kaçmış olmalılar. Daha sonra bölgeye gelen Mesud el-Kürdi, kendisini muhasara altına alan Bedr'in cesediyle karşılaştı. Ama muhtemelen saygısından ötürü onu hemen kefenledi, ve defnedilmesi için Hz. Ali'nin türbesine nakledilmesini emretti ve emir de yerine getirildi. Bu kısım, Minorsky'nin anlatımına uyuyor, Minorsky Mesud'un Kürd olduğunu atlamış.
Bedr, başka bir Kürdün ülkesini ele geçirmek için savaşa gidiyor. Bu kadar da saçmalık olmaz artık diyecekler çıkabilir elbette ; ama ortalık Kürd dolu, mesele bu. Bir de ayrıca Mesud'un Bedr'in naaşını defnedilmesi için Küfe'ye göndermesi acaba Bedr'in Şii olduğunu kesinlikle gösterir mi, bilemiyorum.
Takiyye yapan bir Mazdekçi de olabilir.
Pasajın kalan kısmı ise şu ve bir Türkçe isim var : '' Bedr öldürülünce Şemsüdddevle b. Fahrüddevle b. Büveyh, Bedr'in ülkesindeki bazı şehirleri ele geçirmişti. Bunu haber alan Sultanüddevle ise hapiste bulunan Bedr'in oğlu Hilal 'i serbest bıraktıktan sonra, bir de kendisini gerekli savaş techizatı ve bazı askerlerle birlikte Büveyh'in üzerine gönderdi. Nisan-Mayıs 1015. Savaşta Hilal yenildi ve öldürüldü. Savaşta Hilal ile birlikte esir düşenler arasında Anuştekin isimli bir Türk köle komutanda vardı.Bedr'in ülkesi şu şehirleri içine alıyordu: Sabür-hast,ed-Dinever, Berucird,Nihavend,Esedabad ve Ahvaz'a bağlı bazı yerler,ayrıca bazı vilayet ve kaleler.''
Ahwaz'a kadar Kürdler var denebilir o halde.
Bu arada ismi geçen köle komutan Anuştekin, Minorsky’de ismi geçen Ağaç eri lakaplı Türk olmalı( benim notum).
-Bedr bu sene , el-Hüseyin b.Mesud el-Kürdi'nin ülkesini ele geçirmek amacıyla harekete geçti. Küshad kalesinde onu muhasaraya aldı. Fakat Bedr'in askerleri kış vakti çıkılan bu seferden ötürü kendisine çok öfkeliydiler. Ve adamlarından bazıları kendisini öldürme kararı aldılar ve öldürdüler de.''
Bunun üzerine de öldürenler de kaçmış olmalılar. Daha sonra bölgeye gelen Mesud el-Kürdi, kendisini muhasara altına alan Bedr'in cesediyle karşılaştı. Ama muhtemelen saygısından ötürü onu hemen kefenledi, ve defnedilmesi için Hz. Ali'nin türbesine nakledilmesini emretti ve emir de yerine getirildi. Bu kısım, Minorsky'nin anlatımına uyuyor, Minorsky Mesud'un Kürd olduğunu atlamış.
Bedr, başka bir Kürdün ülkesini ele geçirmek için savaşa gidiyor. Bu kadar da saçmalık olmaz artık diyecekler çıkabilir elbette ; ama ortalık Kürd dolu, mesele bu. Bir de ayrıca Mesud'un Bedr'in naaşını defnedilmesi için Küfe'ye göndermesi acaba Bedr'in Şii olduğunu kesinlikle gösterir mi, bilemiyorum.
Takiyye yapan bir Mazdekçi de olabilir.
Pasajın kalan kısmı ise şu ve bir Türkçe isim var : '' Bedr öldürülünce Şemsüdddevle b. Fahrüddevle b. Büveyh, Bedr'in ülkesindeki bazı şehirleri ele geçirmişti. Bunu haber alan Sultanüddevle ise hapiste bulunan Bedr'in oğlu Hilal 'i serbest bıraktıktan sonra, bir de kendisini gerekli savaş techizatı ve bazı askerlerle birlikte Büveyh'in üzerine gönderdi. Nisan-Mayıs 1015. Savaşta Hilal yenildi ve öldürüldü. Savaşta Hilal ile birlikte esir düşenler arasında Anuştekin isimli bir Türk köle komutanda vardı.Bedr'in ülkesi şu şehirleri içine alıyordu: Sabür-hast,ed-Dinever, Berucird,Nihavend,Esedabad ve Ahvaz'a bağlı bazı yerler,ayrıca bazı vilayet ve kaleler.''
Ahwaz'a kadar Kürdler var denebilir o halde.
Bu arada ismi geçen köle komutan Anuştekin, Minorsky’de ismi geçen Ağaç eri lakaplı Türk olmalı( benim notum).
Bir tane daha Kürd beyliği , bu da Kürdistan'lı diyor : '' p.187. Kakwayhids of Kurdistan,1007-1051 : '' Mohammad b.
Dushmanzar, known as Ibn-Kakwayh, was first cousin to Majd-al-dawla the
Buwayhid, of Hamadhan, whose dominions he annexed by the deposition
of Sama-aZ-dawla in 1023 (414)- He had previously taken Ispahan in 1007
(398). The family continued to rule, in Ispahan, Hamadhan, Yazd,
Nahawand, etc., until their conquest by the Seljuk Tughril Beg in
1051.''
Isfahan , Hamadan, Yazd, Hanawand etc., Selçuklular gelene kadar bu geniş alanda hüküm sürmüşler.
Bu kısımda son olarak Türk tarihçilerin gururla anlattıkları Zengilere dair bir pasaj : '' p.206.1127-1250: '' The Atabeg
’Imad-al-dln Zangi was the son of Aksunkur the Hajib (chamberlain), a
Turkish slave of Malik Shah, and from 1085 to 1094 (478-487) lieutenant
of Tutush at Aleppo, against whom he rebelled, and was slain.''
Pasajı aktarmamın çok esaslı bir sebebi mevcut. Anadolu ve Mesopotamya'da , bir tane haricinde ise İran'da aşiret ismiye anılan tek bir Türk beyliği yok.
Dolayısıyla,
düşüncesiz ve cahil batılı akademisyenlerin'de gaza gelmeleriyle, her
birinin sonuna -oğlu kelimesi oturtuluyor ki, okuyan da Türk sansın
diye.
Bu hususa , hazırlamaya çalıştığım bir makale'de yer vereceğim.
Açıkça
bu Zengi hanedanı da köle. İşin daha da enteresan tarafı, Zengi Persçe
Zenci demek. Zenci ise Kürdçe ve Arapça formları oluyor bu kelimenin.
Zanzibar ya da Zangibar la bağlantılı. Habeşistanlı da
olabilirler, nitekim Delhi Müslüman krallığında mevcut, yazarız notu ve
kaynağı var.
Türklerin
genel de ismi geçenlerinin hemen tamamı köleler olduklarından, aslında
bir genelleme yapılmış ve diğer köleler de Türk addedilmiş.
Mesela Salahaddin'in kanı canıyla kurduğu, ama kardeşi ve oğullarının beceriksizliğiyle yönetimi
köle askerlere kaptırılan Mısır'da 1250-1350 arası benim bizzat
okuduğum bir Grek asıllı köle Sultan, bir de Moğol asıllı köle sultan
var. Moğol olanı Mısır'ın Moğolları 1260 yılında yendiği Ayn Jalud savaşında esir düşen bir çocuk mesela. Bunlara başka bir makalede değinilebilir, epeyi kaynak mevcut aynı zamanda.
İkinci
bölümde, 900 yıllarının ikinci yarısında yazılmış olan İbn Hawkal'ın
eserinden biraz şimdiki Anadolu, kalanı da İran coğrafyasındaki
notlardan bir kısmını paylaşalım. Kitabın ismi ' The oriental geography of Ebn Haukal, an Arabian traveller of the tenth century translated by Sir William Ouseley,' nette mevcut. Sayfa numaraları pdf üzerindendir.
p.62 : Dauraq, aslında tam da Devreq, hani var ya Kastamonu'da Devrek ve Devrekani diye yerleşim isimleri, işte o. Khuzistan'da.
p.108: Nusaybin'e yakın Kurdan ( Kürdler) diye bir yerleşim var ve şehirde ikamet edenler ise Hristiyan mış !
p.112: Suruc olmalı... Seruje diye okuyor tercüman; cok büyük bir kasabaymış, hemen yakınında jeran kasabası varmış.
Bu jeran , komşu demek. Neresi acaba !
p.124: Devreq bir daha veriliyor, Fars ile Isfahan arasında.
p.126: Gundi Şapur, Jondi Shapour is in Khuzistan.
Gund-i Shapour aslı. Zira Jondi, Arabi'de +G harfi olmadığından genel de yerine ikame edilen harf +J harfiyle yazılmış.
Ama burada bir başka özellik daha var. Shapour, Sasani Şahı. Gund kelimesi ise Pahlavi'de (MacKenzie Pahlavi, p.38,http://www.rabbinics.org/pahlavi/MacKenzie-PahlDict.pdf ) ' army, troop ; group, gathering' , yani ordu, birlik, toplanma, grup anlamlarına geliyor. Shapour/Şapur'ın ordusu / toplanma yeri anlamında, bir nevi askeri kampı gibi de söylenebilir.Kurmanci Kürdçesinde ise köy anlamına geliyor.Oysa Pahlavi'de köy 'deh' (p.26)demek ve Persçe'de de aynısı. Sorani Kürdçesinde 'de' yazıyor, Zazaki de ise yine 'de' veya 'di' gibi kalmış aklımda.
Muhtemelen Kurmanci konuşan Kürdlerin epeyi bir kısmı, Sasani ordusunun belkemiğini oluşturuyorlardı. Zaten Empson'ın 1928 de Sinjar'da sorguladığı Yezidi Pir, kendilerinin vaktiyle devletleri olduğu, krallarının isminin Şapur (Shapour) olduğunu söylüyordu. İlk okuduğumda tuhafıma gitmişti ve Yezidi köylü Pirinin cehaletine vermişitm. Oysa cahil ve de tarihinden habersiz olan bizlermişiz. Kaynak, The Cult of Peacock Angel, A Short Account of the Yezidi Tribes of Kurdistan, R.H.W. Empson.( https://archive.org/details/MN40203ucmf_2 )
p.130. Sasan da burada. Yine Deurak ( devrek), Basan, Deydan,Benat bazı isimler.
p.134: Fars ülkesinden kısa notlar:
-Yazar beş ayrı Zem'den bahsediyor, bunlar kabile veya halk olabilirmiş. Bazılarının isimleri şunlar ; '' Zem Senjan , Zem Ahmed bin Leyth, Zem Shahryar, Zem Bedanjan,Zem Karma, Zem Ardhashir vs.
Bunların hepsi Kürd olmalı zira yazar Farstaki Kürd aşiret-kabile-ailelerin çok kalabalık olduklarını yazıyor ve Kurdler-Kurdan diyor. Bazı Kürdlerin emrinde 200 kişi bulunurmuş, hızmetçi,çoban, çalışan işçiler vs gibi...Kürdlerin gerçek sayıları tam belirlenemiyormuş. Yazara söylendiğine göre yaz-kış otlaklarda kalan yarım milyon ev ya da aile varmış Kürd olarak. Çok büyük bir rakam, abartı da olabilir elbette ama Fars'ın böylece asıl yerlilerinin Kürd olduklarınıda öğrenmiş oluyoruz( Zaten Farsname'de de yazıyor, başka bir konu).
p.146-147: buradaki isimler arasında çok Kürdçe olabilir, yazamadım.
-Kurdan'dan gelen Kurdane nehri...
-Makran , aslında +an soneki haricinde Makr/Mukr gibi bir kelime. Muhtemelen Minorsky'nin değindiği Mukri kelimesi de bu olmalı. Eğer öyleyse, Minorsky'nin Kürd Mukri'nin , Uzak doğulu ve Mongol istilası sonrası verilmiş bir isim olduğu iddiasını tamamen çürütür demektir. Muhtemelen de öyle.
-Danbul isimli bir yerleşim yeri var. Yanında Arap alfabesiyle transkripsiyonunu da gösteriyor. Dunbul diye okumak ta mümkün bu kelimeyi.
-Sedusan diye anılan bir yer. Bu kelime, 5.yüzyılda Hristiyanlara karşı çıkan Kayseri Kürd köylülerine verilen inanç ismi, Sadducee, gibi. Kesin o isim.
Kaynağı da yazacağım bir başka makalede.
-Mihran ırmağı. İnfested with crocodiles. Irmak timsah doluymuş.
p.206-208:Many of the inhabitants of Makran resemble the Arabs. Other of them are like the Curds( Kurds). Yani burada bile Kürd var. Makran'ın bir çoğu Araba, diğerleri de Kürde benziyormuş.
İnanılmaz gibi değil mi 900 yıllarında.
p.209-212: Azerbayjan'da Kurdler kapısı, Kur nehri etrafında. Pazar kuruluyor ismi Gurki...Derbend şehrinde yetmiş ayrı dil-diyalekt konuşan aşiretler varmış. Belli ki bu ''yetmiş dil'' söylemi İbn Hawkal'dan geliyor, zira aynısını bu defa daha sonra Ardebil için yazacaklardı.
Yazar , Derbend'den daha küçük dediği Tiflis'i Aran ülkesinden sayıyor. Demek öyleymiş.
Sıradaki diğer isimler şunlar : Bilkan ,Reyan, Berzenje ,Shamaky, Shaberan ,Shirvan,Alenjan),Kawjah,Shemkour,Sherousend...
Ne kadar ilginç değil mi, yukarıdaki yerleşim isimlerinin sadece benim anladığım bir kaç tanesi Kürdçe gibi. Mesela dikkatli gözler, Benzenji ismini hemen farkedeceklerdir.
Kimin soyadı ve aşiret ismi bu ?
Mahmud Berzenci'nin.
Shemkour'un etimolojisini çözdüm gibi. İlgili makaleyle yazacağım.
Shirvan , Shir/Sher ( Şer/Şir) kelimelerinin modern Persçe ile benzerliği veya ayniliğinden, elbette her daim olduğu gibi Perslere mal ediliyor.
Bu Persler kimdir, neyin nesidir o da bambaşka bir muamma, ama öğreniyoruz.
Zamanı gelince.
Dolayısıyla Şirvan/Şervan Persçe denir.
Hayır efendim, su katılmamış Kürdçedir kendileri.
Arslan tutan, yakalayan, besleyen demek.
Shaberan /Şaberan ise sanki koçların Şahı gibi.
İsme dikkat , transliterasyonda Shah yani Pahlavisi ve modern Persçesiyle Şah demiyor.
Sha / Şa diyor.
Kürdçede kelime Şa'dır. Uzun +a , Alif ile söylenir ve yazılır.
Şah İsmail değil, Şa İsmail'dir.
Demek buralarında çoğu Kürdmüş.
Yukarıda bir de Bilkan var. Bu yanlış, Bilikan ya da Balakan olmalı. Balakan zaten başka yayınlarda geçiyordu ama bence muhtemelen aslı Bilikan dır ve birilerinin aşiret ismi çıkar. Diğer bazıları için uğraşamadım, ama bir şeyi söyleyebilirim üzerinde durduklarımdan , Kürdçeyle ilgili bir linguistik fenomen mevcut, çalışma gerektiriyor bir çoğu.
Bu Tiflis ne demek acaba ?
Tiflis vaktiyle orjinalinden yanlış transkribe edilmiş olabilir. Mesela Tebriz için, şu an düşündüğümü yazamayacağım, ama bana kalırsa Tebriz yanlış yazılmış, zira eski bazı kayıtlarda farklı transkripsiyonlar verilmiş. Buldum bir kaç tanesini, zaman lazım. Üzerine biraz daha çalışıp , sonra netleşince yazarım ne olduğunu.
p.226-228 : Karen-Karin isimli dağlar var Deilman da. Erzurum'un isimlerinden biri Karin dir. Ermenice denir ama Partça diye biliyoruz. Gerçi Ermenice'nin kökü de benzeri olmalı.
Yeri gelmişken, Erzurum'un bir başka ismi de var, Kalikala, Allah Allah, acaba hangi dile ait olabilir bu !
Bu arada Erzurum ise Arabi Ard ar-Rum , yani Rum ''ülkesi, yeri'' anlamına gelir.
Niye Ard ar-Rum değil de, Arz ar-Rum denildiğinde ise , Arabi Dh/D, Kürd ve Persçe konuşan topluluklarda Z olarak yazılır ve söylenirdi. Dil öyle dönüyor, kulak öyle anlıyordu.
O sebeble de Arabi Ard, olmuş Arz İrani lisanlar da.
-Rey bölgesinde bazı isimler: Rengan,Talekan, Koumes ( kümes yani) , semnan, Bıstam( bustam-bistam).
p.231-232: Türk kelimesi geçiyor, mütercim foot not ta yazmış. Türkan diye.
Burada , daha sonraları yazacağım bir ilginçliğe kısaca değineyim. 900 yıllarında Arap yazar Türk kelimesini '' trk'' yazmış.Aslında böyle yazılmış o zamanlar.
Yani hiç bir sesli harf yok. O zaman bu kelimeyi Turak, Torak ,Tirek, Terek, Tirak vb.,gibi okumak gayet mümkün.
Peki bu Türk yazımı nereden geliyor sorusu hemen çınlayabilir. Bunların hepsi çok kapsamlı çalışmaların bir parçasıdır aslında , ve tuhaf biçimde üzerine hiç bir tartışma bile yapılmıyor.
Batılı akademisyenler arasında konsensus var Anadolu'nun Türklüğü ve Türklük üzerine. Tartışmıyorlar bile.
- '' From Rey to Kestaneh '' , çok ilginç, Kestane diye yerleşim merkezi de var. Grekçeye buradan mı geçme yoksa !
Kestane ...
-From Rey to Mehein,diyor.. Mehin aslında ve bu da Kürdçe.Me(h)ina , kısrak demek Kürdçe.
p.233: Rey'den Horasana giderken Bedlis şehri var, aynen bizim Bidlis. Bitlis isminin tarihi ve ilk kullanımı çok önemli.
Bitlis-Bedlis.
- '' From Bedlis to Mourjan( Mürjan) '' Bu Mürjan'da Kürdçe görünüyor, söyleyeyim.
p.236-238: Burada yine Türk kelimesi geçiyor; aynı ilki gibi yazılmış.Çoğul hali verilmiş, t.r.k.
- Khazar yahudilerinden bahsediyor, çok ilginç; '' the city of Atel ( İdil-Volga) (...) The king of this country is a Jew. Khozrian ( yani Khazarian) kelimesi için de parantez içinde Christian diyor. Çok enteresan...The smallest in number of the inhabitants of this country are the jews.The greatest in the numbers are Mussulmans and Christians: but the king and his chief officers are jews.''
Bu ülkenin kralı Yahudiymiş. Khazarian için ise Hristiyan diyor. Aslında ülkenin çoğunluğunu Müslüman ve Hristiyanlar meydana getiriyormuş.
Kral ile asıl yüksek görevliler Yahudiymiş.
-''The principal persons of Atel are Mussulmans and merchants: their language are like that of the Turks, and is not understood by any other nation.''
Ülkenin asıl halkı Müslüman ve tüccar imiş. Lisanları Türklerinkine benziyor ve diğerlerince anlaşılmıyormuş.
Burada Atel dediği , İdil , yani Volga nehri.
Atel / İtil ismi başlıbaşına bir etimolojik çalışma konusu olmakla beraber, bu ismin Hun Atila'dan gelmesi kuvvetle muhtemeldir.
-Khozr ( Hazar) denizi-gölü, acaba bu isim Xızır olabilir mi diye aklımdan geçmiyor değil. Muhtemelen benzerliktir diyelim şimdilik.
Buradaki Türkler iki grupmuş: ''bir kısmı kapkara, koyu kara saçlarıyla Hindlilere benziyorlarmış. Diğer grup ise daha açık tenliymiş. Bunlara Türk denilmesi de ilginç. Kaynaklar mı, yoksa mutad Batılı akademisyen işi mi, bilemiyoruz.
Bu Türkler, çocuklarını satarlarmış. Ama Yahudi ve Hristiyanlara çocuk-köle edinmek ve satmak yasakmış.
p.279-280: Ve Kürdler yine, hem de Nişapur, Horasan'da...
'' (...)that from the borders of Nishapour , to the village of Dhey Kurdan ,on the confines of Koumes (kümes)''...
İşte bu, Dhey ya da Diheya Kurdan...
-Deryai Harezm, Hazar denizinin isimlerinden biri.
-Zam isimli yerleşim merkezi. Bu kelime ile yukarıda karşılaştık Fars civarındaki Kürd aşiret isimleri verilirken. Unutulmuş ve Kürdçe olmalı ve aşiret gibi bir anlama gelebilir, ya da topluluk gibi..
Bazı kayıtlarda Zamm diye çift +m ile transkribe edildiğini okuyanlar olur. Bu tarz, Arabidir. Kürd lisanlarında, Persçe ile diğerlerinde de çift benzer sessiz yanyana gelmez pek.
Mawerannahr / Tansoxiana da Sinjan isimli bir yerleşim yeri var. Bu ismin gövde kelimesinin türevlerine Anadolu ve etrafında rastlamak mümkün. Mesela Sinj+an ( Sincan, Ankara'da ), Sinj+ik ( Sincik, Haymanada bir Kürd köyü, Adıyamanda yerli nüfusu aslen Kürd olan bir kasaba), Sinjar ise Yezidi yerleşimi.
Bu Sinj, Kürdçe'de 'oleaster- yabani bir zeytin türü de denen ve asıl bir de iğde ağacı anlamına geliyor. Kesin Kürdçe, zira Persçe-Tajik'te senjed ( bkz, p.550, Kurmanji-İnglizi Ferhenge,Michael L. Chyet).
Şimdi de Xarezm ( Harzem) isimlerinden bazıları,
p.292-293: Some Kharezm cities :Deraan, Hezarasp,Çhereh,Ardejer,Safzoun,Kirdan,Kirder, Merda.
Kırdan, Kırder kelimeleri dikkat çekiyor. Ayrıca Hezarasp mutlaka Persçe demek değil, Zazacası da aynı.
-River Rudi Kurd Khouas ( Xıwas-Xewas olmalı).
Kurd Xewas isimli nehri de varmış.M.L Chamount'un 'Armenian Zoroastrian' makalesinde
p.294 : ( İn Kharezm) The Jihoon falls into the lake at a place called Khiljan , where there is not any village, nor any buildings; the people live by fishing. On the banks of this lake is the land of Ghuz.
Khiljan boşalmış. Kıyılara Ghuz, yani el birliğiyle Oghuz/Oğuz okunan ve yazılan Ghuz Türkleri yerleşmiş.
-The people of Bokhara speak the language of people of the Soghd.
Buhara'da 900 yıllarında hala İrani bir lisan olan Soghdça konuşuluyormuş.
Son olarak ilginç bir noktaya değineyim. M.L Chamount'un 'Armenian Zoroastrian' makalesinde şöyle bir not var:
Batı Ermenistan'ın gözden ırak köylerinde Persçe anlaşılıyor ve konuşuluyormuş.
Kim ola bunlar acaba dersiniz.
p.62 : Dauraq, aslında tam da Devreq, hani var ya Kastamonu'da Devrek ve Devrekani diye yerleşim isimleri, işte o. Khuzistan'da.
p.108: Nusaybin'e yakın Kurdan ( Kürdler) diye bir yerleşim var ve şehirde ikamet edenler ise Hristiyan mış !
p.112: Suruc olmalı... Seruje diye okuyor tercüman; cok büyük bir kasabaymış, hemen yakınında jeran kasabası varmış.
Bu jeran , komşu demek. Neresi acaba !
p.124: Devreq bir daha veriliyor, Fars ile Isfahan arasında.
p.126: Gundi Şapur, Jondi Shapour is in Khuzistan.
Gund-i Shapour aslı. Zira Jondi, Arabi'de +G harfi olmadığından genel de yerine ikame edilen harf +J harfiyle yazılmış.
Ama burada bir başka özellik daha var. Shapour, Sasani Şahı. Gund kelimesi ise Pahlavi'de (MacKenzie Pahlavi, p.38,http://www.rabbinics.org/pahlavi/MacKenzie-PahlDict.pdf ) ' army, troop ; group, gathering' , yani ordu, birlik, toplanma, grup anlamlarına geliyor. Shapour/Şapur'ın ordusu / toplanma yeri anlamında, bir nevi askeri kampı gibi de söylenebilir.Kurmanci Kürdçesinde ise köy anlamına geliyor.Oysa Pahlavi'de köy 'deh' (p.26)demek ve Persçe'de de aynısı. Sorani Kürdçesinde 'de' yazıyor, Zazaki de ise yine 'de' veya 'di' gibi kalmış aklımda.
Muhtemelen Kurmanci konuşan Kürdlerin epeyi bir kısmı, Sasani ordusunun belkemiğini oluşturuyorlardı. Zaten Empson'ın 1928 de Sinjar'da sorguladığı Yezidi Pir, kendilerinin vaktiyle devletleri olduğu, krallarının isminin Şapur (Shapour) olduğunu söylüyordu. İlk okuduğumda tuhafıma gitmişti ve Yezidi köylü Pirinin cehaletine vermişitm. Oysa cahil ve de tarihinden habersiz olan bizlermişiz. Kaynak, The Cult of Peacock Angel, A Short Account of the Yezidi Tribes of Kurdistan, R.H.W. Empson.( https://archive.org/details/MN40203ucmf_2 )
p.130. Sasan da burada. Yine Deurak ( devrek), Basan, Deydan,Benat bazı isimler.
p.134: Fars ülkesinden kısa notlar:
-Yazar beş ayrı Zem'den bahsediyor, bunlar kabile veya halk olabilirmiş. Bazılarının isimleri şunlar ; '' Zem Senjan , Zem Ahmed bin Leyth, Zem Shahryar, Zem Bedanjan,Zem Karma, Zem Ardhashir vs.
Bunların hepsi Kürd olmalı zira yazar Farstaki Kürd aşiret-kabile-ailelerin çok kalabalık olduklarını yazıyor ve Kurdler-Kurdan diyor. Bazı Kürdlerin emrinde 200 kişi bulunurmuş, hızmetçi,çoban, çalışan işçiler vs gibi...Kürdlerin gerçek sayıları tam belirlenemiyormuş. Yazara söylendiğine göre yaz-kış otlaklarda kalan yarım milyon ev ya da aile varmış Kürd olarak. Çok büyük bir rakam, abartı da olabilir elbette ama Fars'ın böylece asıl yerlilerinin Kürd olduklarınıda öğrenmiş oluyoruz( Zaten Farsname'de de yazıyor, başka bir konu).
p.146-147: buradaki isimler arasında çok Kürdçe olabilir, yazamadım.
-Kurdan'dan gelen Kurdane nehri...
p.157-158 : Town of Tuje. Tuj yaziyor aslinda. Bunun gibi belirgin Kürdçe olanlar yanında, Kürdçe olduğunu bilmediğim çok kelime-isim var gibi.
p.163-164 :Yine bir yığın yer ismi ve çoğu Kürdçe olabilir, sadece bir kısmını aldım:Sersir , Aideje, Manin,Kellar, Avlenjan,Jeran, Bezrik, Serder,Jehre vs.
Mesela aşağıda yazılanlar hepten ilginç,
p.165-166: '' The inhabitants of the warm parts of this province are of slender make and brown complexions ( wheat), with little hair.İn the colder region they are fatter,and have more hair, and their complexions are fairer.
-Fars'ın sıcak bölümlerinde ( her halde düzlükler oluyor) ikamet eden topluluklar esmer ince yapılı, ve genel de tüysüzmüş. Yükseltilerde oturanlar ise daha iri ve kıllı , açık tenlilermiş( Bunlar Kürd olmalı. Zaten Pars dağları Kürd diyordu bir başka eserde).''
-Yazara göre Persçe ile diyalektleri konuşuluyormuş. Acaba Persçe dediği hangisiydi ? Ayrıca Pahlavi bazı problemler de olsa mevcutmuş, bir de elbette bazı hususlarda Arabi, devlet yönetimi , mahkemeler vs.
p.198-199: '' Country of Sind and part of Hind'' ülkesindeki bazı
yerleşim isimleri ( burası, batısında Kirman, Makran çölü,Turan (çok
ilginç) güneyinde Pars denizinin bir kısmı, kuzeyinde Hind ülkesi), bazı
bölgeler ''Guebre''lere ait ( Zoroastrianları söylüyor ). Bir de bu
bölgenin büyük kesimi kafir ile puta tapanlardan oluşuyormuş. Yani hala
Zerdüşti, muhtemelen Khurrami, Manici ile Budistler var.p.163-164 :Yine bir yığın yer ismi ve çoğu Kürdçe olabilir, sadece bir kısmını aldım:Sersir , Aideje, Manin,Kellar, Avlenjan,Jeran, Bezrik, Serder,Jehre vs.
Mesela aşağıda yazılanlar hepten ilginç,
p.165-166: '' The inhabitants of the warm parts of this province are of slender make and brown complexions ( wheat), with little hair.İn the colder region they are fatter,and have more hair, and their complexions are fairer.
-Fars'ın sıcak bölümlerinde ( her halde düzlükler oluyor) ikamet eden topluluklar esmer ince yapılı, ve genel de tüysüzmüş. Yükseltilerde oturanlar ise daha iri ve kıllı , açık tenlilermiş( Bunlar Kürd olmalı. Zaten Pars dağları Kürd diyordu bir başka eserde).''
-Yazara göre Persçe ile diyalektleri konuşuluyormuş. Acaba Persçe dediği hangisiydi ? Ayrıca Pahlavi bazı problemler de olsa mevcutmuş, bir de elbette bazı hususlarda Arabi, devlet yönetimi , mahkemeler vs.
-Makran , aslında +an soneki haricinde Makr/Mukr gibi bir kelime. Muhtemelen Minorsky'nin değindiği Mukri kelimesi de bu olmalı. Eğer öyleyse, Minorsky'nin Kürd Mukri'nin , Uzak doğulu ve Mongol istilası sonrası verilmiş bir isim olduğu iddiasını tamamen çürütür demektir. Muhtemelen de öyle.
-Danbul isimli bir yerleşim yeri var. Yanında Arap alfabesiyle transkripsiyonunu da gösteriyor. Dunbul diye okumak ta mümkün bu kelimeyi.
-Sedusan diye anılan bir yer. Bu kelime, 5.yüzyılda Hristiyanlara karşı çıkan Kayseri Kürd köylülerine verilen inanç ismi, Sadducee, gibi. Kesin o isim.
Kaynağı da yazacağım bir başka makalede.
-Mihran ırmağı. İnfested with crocodiles. Irmak timsah doluymuş.
p.206-208:Many of the inhabitants of Makran resemble the Arabs. Other of them are like the Curds( Kurds). Yani burada bile Kürd var. Makran'ın bir çoğu Araba, diğerleri de Kürde benziyormuş.
İnanılmaz gibi değil mi 900 yıllarında.
p.209-212: Azerbayjan'da Kurdler kapısı, Kur nehri etrafında. Pazar kuruluyor ismi Gurki...Derbend şehrinde yetmiş ayrı dil-diyalekt konuşan aşiretler varmış. Belli ki bu ''yetmiş dil'' söylemi İbn Hawkal'dan geliyor, zira aynısını bu defa daha sonra Ardebil için yazacaklardı.
Yazar , Derbend'den daha küçük dediği Tiflis'i Aran ülkesinden sayıyor. Demek öyleymiş.
Sıradaki diğer isimler şunlar : Bilkan ,Reyan, Berzenje ,Shamaky, Shaberan ,Shirvan,Alenjan),Kawjah,Shemkour,Sherousend...
Ne kadar ilginç değil mi, yukarıdaki yerleşim isimlerinin sadece benim anladığım bir kaç tanesi Kürdçe gibi. Mesela dikkatli gözler, Benzenji ismini hemen farkedeceklerdir.
Kimin soyadı ve aşiret ismi bu ?
Mahmud Berzenci'nin.
Shemkour'un etimolojisini çözdüm gibi. İlgili makaleyle yazacağım.
Shirvan , Shir/Sher ( Şer/Şir) kelimelerinin modern Persçe ile benzerliği veya ayniliğinden, elbette her daim olduğu gibi Perslere mal ediliyor.
Bu Persler kimdir, neyin nesidir o da bambaşka bir muamma, ama öğreniyoruz.
Zamanı gelince.
Dolayısıyla Şirvan/Şervan Persçe denir.
Hayır efendim, su katılmamış Kürdçedir kendileri.
Arslan tutan, yakalayan, besleyen demek.
Shaberan /Şaberan ise sanki koçların Şahı gibi.
İsme dikkat , transliterasyonda Shah yani Pahlavisi ve modern Persçesiyle Şah demiyor.
Sha / Şa diyor.
Kürdçede kelime Şa'dır. Uzun +a , Alif ile söylenir ve yazılır.
Şah İsmail değil, Şa İsmail'dir.
Demek buralarında çoğu Kürdmüş.
Yukarıda bir de Bilkan var. Bu yanlış, Bilikan ya da Balakan olmalı. Balakan zaten başka yayınlarda geçiyordu ama bence muhtemelen aslı Bilikan dır ve birilerinin aşiret ismi çıkar. Diğer bazıları için uğraşamadım, ama bir şeyi söyleyebilirim üzerinde durduklarımdan , Kürdçeyle ilgili bir linguistik fenomen mevcut, çalışma gerektiriyor bir çoğu.
Bu Tiflis ne demek acaba ?
Tiflis vaktiyle orjinalinden yanlış transkribe edilmiş olabilir. Mesela Tebriz için, şu an düşündüğümü yazamayacağım, ama bana kalırsa Tebriz yanlış yazılmış, zira eski bazı kayıtlarda farklı transkripsiyonlar verilmiş. Buldum bir kaç tanesini, zaman lazım. Üzerine biraz daha çalışıp , sonra netleşince yazarım ne olduğunu.
p.218 : Buyrun , Hamadan etrafında Marsin şehri var...
p.225: Daylam için Deilman yazıyor.
Hazar denizi içinse, Khozr diyor. Arabi transkripsiyonda xzr var. Alif yok. U
yok..Xozr da okunabilir, xezir de, xezr de. Xozor da, xazır da. Ama
Hazar olmaz.p.226-228 : Karen-Karin isimli dağlar var Deilman da. Erzurum'un isimlerinden biri Karin dir. Ermenice denir ama Partça diye biliyoruz. Gerçi Ermenice'nin kökü de benzeri olmalı.
Yeri gelmişken, Erzurum'un bir başka ismi de var, Kalikala, Allah Allah, acaba hangi dile ait olabilir bu !
Bu arada Erzurum ise Arabi Ard ar-Rum , yani Rum ''ülkesi, yeri'' anlamına gelir.
Niye Ard ar-Rum değil de, Arz ar-Rum denildiğinde ise , Arabi Dh/D, Kürd ve Persçe konuşan topluluklarda Z olarak yazılır ve söylenirdi. Dil öyle dönüyor, kulak öyle anlıyordu.
O sebeble de Arabi Ard, olmuş Arz İrani lisanlar da.
-Rey bölgesinde bazı isimler: Rengan,Talekan, Koumes ( kümes yani) , semnan, Bıstam( bustam-bistam).
p.231-232: Türk kelimesi geçiyor, mütercim foot not ta yazmış. Türkan diye.
Burada , daha sonraları yazacağım bir ilginçliğe kısaca değineyim. 900 yıllarında Arap yazar Türk kelimesini '' trk'' yazmış.Aslında böyle yazılmış o zamanlar.
Yani hiç bir sesli harf yok. O zaman bu kelimeyi Turak, Torak ,Tirek, Terek, Tirak vb.,gibi okumak gayet mümkün.
Peki bu Türk yazımı nereden geliyor sorusu hemen çınlayabilir. Bunların hepsi çok kapsamlı çalışmaların bir parçasıdır aslında , ve tuhaf biçimde üzerine hiç bir tartışma bile yapılmıyor.
Batılı akademisyenler arasında konsensus var Anadolu'nun Türklüğü ve Türklük üzerine. Tartışmıyorlar bile.
- '' From Rey to Kestaneh '' , çok ilginç, Kestane diye yerleşim merkezi de var. Grekçeye buradan mı geçme yoksa !
Kestane ...
-From Rey to Mehein,diyor.. Mehin aslında ve bu da Kürdçe.Me(h)ina , kısrak demek Kürdçe.
p.233: Rey'den Horasana giderken Bedlis şehri var, aynen bizim Bidlis. Bitlis isminin tarihi ve ilk kullanımı çok önemli.
Bitlis-Bedlis.
- '' From Bedlis to Mourjan( Mürjan) '' Bu Mürjan'da Kürdçe görünüyor, söyleyeyim.
p.236-238: Burada yine Türk kelimesi geçiyor; aynı ilki gibi yazılmış.Çoğul hali verilmiş, t.r.k.
- Khazar yahudilerinden bahsediyor, çok ilginç; '' the city of Atel ( İdil-Volga) (...) The king of this country is a Jew. Khozrian ( yani Khazarian) kelimesi için de parantez içinde Christian diyor. Çok enteresan...The smallest in number of the inhabitants of this country are the jews.The greatest in the numbers are Mussulmans and Christians: but the king and his chief officers are jews.''
Bu ülkenin kralı Yahudiymiş. Khazarian için ise Hristiyan diyor. Aslında ülkenin çoğunluğunu Müslüman ve Hristiyanlar meydana getiriyormuş.
Kral ile asıl yüksek görevliler Yahudiymiş.
-''The principal persons of Atel are Mussulmans and merchants: their language are like that of the Turks, and is not understood by any other nation.''
Ülkenin asıl halkı Müslüman ve tüccar imiş. Lisanları Türklerinkine benziyor ve diğerlerince anlaşılmıyormuş.
Burada Atel dediği , İdil , yani Volga nehri.
Atel / İtil ismi başlıbaşına bir etimolojik çalışma konusu olmakla beraber, bu ismin Hun Atila'dan gelmesi kuvvetle muhtemeldir.
-Khozr ( Hazar) denizi-gölü, acaba bu isim Xızır olabilir mi diye aklımdan geçmiyor değil. Muhtemelen benzerliktir diyelim şimdilik.
Buradaki Türkler iki grupmuş: ''bir kısmı kapkara, koyu kara saçlarıyla Hindlilere benziyorlarmış. Diğer grup ise daha açık tenliymiş. Bunlara Türk denilmesi de ilginç. Kaynaklar mı, yoksa mutad Batılı akademisyen işi mi, bilemiyoruz.
Bu Türkler, çocuklarını satarlarmış. Ama Yahudi ve Hristiyanlara çocuk-köle edinmek ve satmak yasakmış.
p.279-280: Ve Kürdler yine, hem de Nişapur, Horasan'da...
'' (...)that from the borders of Nishapour , to the village of Dhey Kurdan ,on the confines of Koumes (kümes)''...
İşte bu, Dhey ya da Diheya Kurdan...
-Deryai Harezm, Hazar denizinin isimlerinden biri.
-Zam isimli yerleşim merkezi. Bu kelime ile yukarıda karşılaştık Fars civarındaki Kürd aşiret isimleri verilirken. Unutulmuş ve Kürdçe olmalı ve aşiret gibi bir anlama gelebilir, ya da topluluk gibi..
Bazı kayıtlarda Zamm diye çift +m ile transkribe edildiğini okuyanlar olur. Bu tarz, Arabidir. Kürd lisanlarında, Persçe ile diğerlerinde de çift benzer sessiz yanyana gelmez pek.
Mawerannahr / Tansoxiana da Sinjan isimli bir yerleşim yeri var. Bu ismin gövde kelimesinin türevlerine Anadolu ve etrafında rastlamak mümkün. Mesela Sinj+an ( Sincan, Ankara'da ), Sinj+ik ( Sincik, Haymanada bir Kürd köyü, Adıyamanda yerli nüfusu aslen Kürd olan bir kasaba), Sinjar ise Yezidi yerleşimi.
Bu Sinj, Kürdçe'de 'oleaster- yabani bir zeytin türü de denen ve asıl bir de iğde ağacı anlamına geliyor. Kesin Kürdçe, zira Persçe-Tajik'te senjed ( bkz, p.550, Kurmanji-İnglizi Ferhenge,Michael L. Chyet).
Şimdi de Xarezm ( Harzem) isimlerinden bazıları,
p.292-293: Some Kharezm cities :Deraan, Hezarasp,Çhereh,Ardejer,Safzoun,Kirdan,Kirder, Merda.
Kırdan, Kırder kelimeleri dikkat çekiyor. Ayrıca Hezarasp mutlaka Persçe demek değil, Zazacası da aynı.
-River Rudi Kurd Khouas ( Xıwas-Xewas olmalı).
Kurd Xewas isimli nehri de varmış.M.L Chamount'un 'Armenian Zoroastrian' makalesinde
p.294 : ( İn Kharezm) The Jihoon falls into the lake at a place called Khiljan , where there is not any village, nor any buildings; the people live by fishing. On the banks of this lake is the land of Ghuz.
Khiljan boşalmış. Kıyılara Ghuz, yani el birliğiyle Oghuz/Oğuz okunan ve yazılan Ghuz Türkleri yerleşmiş.
-The people of Bokhara speak the language of people of the Soghd.
Buhara'da 900 yıllarında hala İrani bir lisan olan Soghdça konuşuluyormuş.
Son olarak ilginç bir noktaya değineyim. M.L Chamount'un 'Armenian Zoroastrian' makalesinde şöyle bir not var:
''Another interesting fact noted by Xenophon is that the
Persian language was understood and spoken in remote villages of Western
Armenia (Anabasis 4.5.10, and 5.34).''
Batı Ermenistan'ın gözden ırak köylerinde Persçe anlaşılıyor ve konuşuluyormuş.
Kim ola bunlar acaba dersiniz.